Yeni Komşum

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Bir cumartesi akşamı yine yemekten sonra uyumuş saatimi ve cebimi 1.00e kurmuştum. Ama gündüz o kadar yorulmuşum ki ikisini de duyamamışım ve uyandığımda saat sabahın 10.00uydu. Bu gece boşalamamıştım, kahvaltımı bitirene kadar ellerimi kasıklarımın arasından ayıramadım. Kahvaltımı bitirirken dışardan gürültüler gelmeye başladı. Pencereden baktım, yeni birisi bizim apartmana taşınıyordu. Benim altımdaki kat boştu, orası olmalıydı. Pek umursamadan kahvaltımı bitirip üzerimi değiştim, dışarı çıkıp bizim kızlarla buluşmaya karar vermiştim.

Aşağı inerken yeni komşuya da bir merhaba demek istedim. O da ne, uzun boylu, esmer, yakışıklı mı yakışıklı bir çocuk benim komşum oluyordu. Uyku düzenim değişecek mi acaba diye kendi kendime gülümsedim ve çocuğa: “Yeni komşumuz sizsiniz galiba” dedim. “Evet” dedi gülümseyerek. Elimi uzattım, “Hoş geldiniz, ben de tam üstünüzde oturuyorum” “Hoş bulduk, memnun oldum” diye cevap verdi. “Bir ihtiyacınız olursa çekinmeyin” derken gözlerinin içine bakıyordum. Gülümsemesine devam ederek, “Çok naziksiniz, teşekkür ederim” dedi. Bu arada onun bekar olduğunu ben, benim bekar olduğumu ve yalnız yaşadığımı da o öğrenmiş oldu. Daha sonra da ne zaman karşılaşsak konuşuyorduk. Ama ondan bir hareket gelmedi, neden bu kadar çekiniyordu ki. Bir gün, yine kapı önünde konuşurken yemekten söz açtım. “Yemek konusunda bir sıkıntın var mı, ne de olsa bekar adamsın, menemen, makarnadan başka yemek yiyor musun?” diye yarı şaka yarı ciddi sordum. “Menemeni küçümseme, bir menemen yaparım parmaklarını yersin” dedi. “Öyle mi?” dedim, alaycı bir şekilde. “İnanmazsan bir gün gel, tadına bak” dedi. Cumartesi de anlaştık. Cumartesiye kadar nasıl zor tahmin ettim tahmin edemezsiniz. Neyse ki beklenen gün geldi çattı.

Eve doğru giderken cebime mesaj geldi: “Parmaklarını yemeye hazır mısın:)” Hemen aradım ve sadece “Sabırsızlanıyorum” deyip kapattım. Eve geldiğimde menemen ve yanında da buz gibi kolalar hazırdı. Selamlaşmadan sonra masaya oturup yemeye başladık. Üzerimde askılı uzun ince bir elbise vardı, onun üzerinde ise tişört ve kot pantolon. Hem yiyor, hem sohbet ediyor, hem de gülüşüyorduk. Bu sırada ben kaşığımdaki yemeğin küçük bir parçasını üzerime döktüm. Amacım bunu bahane ederek üzerimi temizlemesini istemekti. Ama o başka şekilde davrandı: “Seni beceriksiz bebek, dur ben yedirecem” deyip kendi kaşığıyla bana bir kaşık yedirdi. Sonra ikinci kaşığı dudağımdan çeneme, ordan göğsüme doğru döktü. Yemek hala sıcak olduğu için oralarım yanmıştı. “Dur napıyorsun” derken tabağını üstüme döktü. “Pardon” dedi muzip bir şekilde. Döktüğü yemek parçalarını yemeye başladı. Büyük parçaları dudağıyla sıkıştırıp ağzıma getiriyor orada yemek yemekle öpüşmek arası bir şekilde hem yemeğimizi yiyor, hem öpüşorduk. Yemeğin tenime dökülen parçalarını bu şekilde yemesini bitirince buz gibi kola şişesini alıp yanan yerlerimden aşağı döktüm, bu arada onun üzerine dökmeyi de ihmal etmedim. Yüzünde kolanın ıslattığı yerleri yaladım, tişörtünü çıkarıp biraz daha kola döktüm, döktüğüm yerleri de yaladım. “Dur” dedi, şaşırdım. “Dur üstün berbat oldu temizleyelim” dedi. Mutfak çeşmesinin önüne, kucaklayıp yatırdı. Bulaşık süngerini iyice ıslatıp tenimde gezdirdi. Adeta uçuyordum. Aylar süren beklememe değiyordu. Elbisemi sırılsıklam etti, üstümde yalnız sütyenim ve külodum vardı sanki. O belli belirsiz parçayı da çıkarıp iç çamaşırlarımla bıraktı beni. Öpüşmeye başladık.

Dudaklarını yiyecekmiş gibi öpüyordum. Bir eliyle başımı kavramış, bir eliyle bacak aramı karıştırıyordu. Ben de onun saçlarını okşuyor ve çıplak sırtında gezdiriyodum ellerimi. Ah o parmaklar beni çıldırtıyordu, inliyordum. Ben inledikçe o parmaklarını daha fazla sokup çıkarıyordu. Öpüşmeyi sürdürürken, görmeyerek de olsa göz kararıyla onun kemerini söküp pantalonunu çıkardım. Üstünde küloduyla kalmıştı. Elimi attığımda içinde sert, sıcak, kocaman bir şey olduğunu farkettim. Onun varlığı, heyecanımı daha bir arttırdı, titremelerim zangır zangır titremelere dönüştü. O ise çok sakin görünüyordu. Sanki sertleşen alet onun değildi, hiç acele etmiyordu. Dudaklarımı bırakıp boynuma, göğsüme geçti. Sütyenimi çıkardı. “Muhteşem” dedi. Bu söz yabancı değildi bana, eski sevgilim her sevişmemizde sanki ilk kez görüyormuş gibi “Muhteşem” derdi göğüslerime. Dudakları göğüslerimin tekinde, bir eli de diğer göğsümdeydi. İnlemelerim nerdeyse bağırmalara dönüşecekti, kendimi zor tutuyordum. O beni öpüp okşamaya devam ederken, onun külodunu tamamen çıkarıp aletiyle oynamaya başladım. Aniden beni ters çevirdi, başım musluğun önünde, popom domalmış bir şekilde onun önündeydi. Külodumu çıkardı. Hiçbir şey görmüyordum. Musluğu birazcık açtı.

Saçlarım ıslanıyordu. Popoma, demin ellerimle okşadığım iri, sıcak ve sert aleti sürüyordu. Kulak memelerimi ve boynumu öperken saçlarım daha çok ıslanmaya başladı. Aletini sürmeye devam ediyordu. Elim organıma gitti. O ise sürtmeye devam ediyordu. Hiç bitmeyecek gibi geldi. “Hadi, ne yapacaksan yap artık” dedi. O sertlik ve sıcaklık arka deliğime girmeye başladı. Büyük bir acı duyuyordum. Musluktan akan su saçlarımı tamamen ıslatmış su damlacıkları yüzüme gözüme geliyordu. Alet biraz daha girdi, vücudumun alt tarafı yanıyorken, üstü serindi. Ateş parçasını tamamen soktu. Çıkardı, tekrar girerken önceki kadar zorlanmadı ama yine acıyordu. Girip çıkmalar hızlanırken, acının yerini zevk aldı. Bu şekilde ben bir, o iki kere boşaldık. Kulağıma, “Ne reçeli seversin” diye sordu. “Ayva” dedim. Beni kendine doğru çevirip dolaptın ayva reçelini alıp aletine sürdü. Reçelimi afiyetle, ama intikam için yavaş yavaş yedim. Reçeli bitirirken onun yerini beyaz, yapışkan bir sıvı aldı. O reçelden daha güzeldi, onu da afiyetle yedim. “Menemen partisi nasıldı?” diye sordu. “Güzel.. Bitti mi ki?” diye sordum endişeyle. “Menemen partisi bitti ama” dedi. “Yüksekten korkar mısın?” “Hem de çok” 8. kattaydık. Beni sırtüstü pencereye yatırdı. Saat gecenin 3üydü. Belden yukarım dışardaydı aşağıya sarkıyordum. Şehri tersten görüyordum. Yüzüme serin bir hava gelirken, bacaklarımın arası ıslak ve yangın yeri gibiydi. Onun dudaklarını hissettiğimde yangın ve ıslaklık arttı. Belki yarım saat, belki saatlerce diliyle oramı sevmeyi sürdürdü. Sanki hiç bitmeyecekti. Hem zevk alıyordum hem de içime girmesini istiyordum. Sonunda muradıma erdim de. Aletini yavaş yavaş soktu. Sıcacık ve çelik gibiydi. Zevki tüm sinirlerimle ve hücrelerimle hissediyordum. Sıcaklık vücudumun ortasından tamamına yayıldı. Şehrin serin havasını alın başım da yanmaya başladı sanki. Önce yavaş, sonra hızlı hızlı girip çıkmayı sürdürdü. Defalarca boşaldık ama tamamen boşalmamıştık. Banyoda, yatakta, yerde devam ettik. Ertesi gün Pazardı. İkimizin de işi yoktu. Uyandığımızda saat 12.00ydi. Yüzüm onun sönmüş aletinin üzerindeydi uyandığımda. Ona bir öpücük kondurdum, belli ki uykusu derindi. Öpücüklerimi arttırdım. Şeker gibi emmeye başladım. O da bana karşılık verdi. Önce küçük komşum, sonra büyük komşum uyandı. Üstüne oturup kalkarak bir kez daha boşalttım ama bu kez çok zor boşaldı. Belim kopacaktı neredeyse. Bu menemen partisini her hafta tekrarladık. Tabi menemen bazan makarna, bazan başka yemek, bazan onda bazan bende oldu

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*